top of page

Zeytintaşı Mağarasını Ziyaret Ettiniz mi?

Akdeniz Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü Öğretim Üyesi, Elmalı Meslek Yüksekokulu Müdürü Dr.Öğr. Üyesi Halil DEMİR

Turizmci olmasam da gördüğüm bazı güzellikleri paylaşmak, tanıtılmasına katkı koymak istiyorum. Geçtiğimiz günlerde Antalya’nın Serik İlçesi’nin merkezine yaklaşık 16 km uzaklıkta bulunan Zeytintaşı Mağarası’nı görme şansım oldu.

Mağara, Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü’ne bağlı olup, şuan ilgilenen kurum Serik Belediyesi. Mağaranın içerisine girmek ve bu doğal muhteşemliği görmek isterseniz, 08:30-17:30 saatleri arasında ziyaret etmeniz gerekiyor. Mesaiyi kaçırmanız durumunda görme şansınız yok.

Hemen belirtmeliyim ki ismi zeytine benzerlikten gelmiyor. Mağaranın girişinin üzerinde bulunan zeytin ağaçlarından ismini alıyor. Eğer giderseniz, mağaranın içine girer girmez bugüne kadar kaçırdığınız muhteşemliğe sizler de hayıflanacaksınız.

Şimdiki mağaranın bulunduğu giriş, 1997 yılında taş ocağı için dinamitlenmeye başlanıyor. Taş ocağı için uğraşan kişi birkaç metre ilerledikten sonra gördüğü manzara karşısında çok şaşırıyor ve hemen yetkililere haber veriyor. Mağaranın ilk keşfi bu şekilde gerçekleşiyor. Yani bir çobanın koyun, keçi otlatırken bulduğu rivayeti doğru değil. Görevli ilk günlerden beri mağarada hizmet verdiğini belirtiyor. Ziyaret amacıyla ilk defa 2002 yılında açılan bu güzellik çok da bilinmiyor.

Bu mağara için bilim adamı Dr. Salih Ceylan “Alttan ve yanlardan geçirimsiz birimlerce kuşatılan kireçtaşları içerisinde gelişen, hidrolojik olarak askıda kalmış fosil bir mağaradır.” diyor. Salih Hoca’nın makalesinde yazdığına göre ortalama sıcaklık 23 °C, mutlak nem ise % 70.

Mağaranın içine girerken telefon, fotoğraf makinesi ve benzeri cihazları içeri almıyorlar. Girişte bırakmak zorundasınız. İçeride yüksek sesle konuşmamalısınız, gördüğümüz güzelliklere temas etmemelisiniz. Flaş patlamasından, yüksek ses gürültüsünden içerideki yapılar olumsuz etkileniyormuş. Görevli bu konuda çok titiz davranıyor ve lütfen ziyaret edenleriniz de buna uyunuz. Bizlerden sonrasına da bu güzelliğin aktarılmasını sağlayalım.

Bu yasakların sebebi ise mağaranın hala oluşumunu devam ettirmesi.Gördüğünüz zaman adeta canlı bir varlık olduğunu hissedeceksiniz. Ziyaretçilerin verdiği zararlar gösterilince mutlaka kurallara uymanız gerektiğini anlayacaksınız. Birisi oluşan bir yapıyı kırmış, bir diğerinin dokunduğu yer kararmış. Tıpkı hassas bir insan tenine dokunduğunuzda kararması gibi…

Mağarada içeriye doğru ilerledikçe muhteşem bir görüntü ile serinlik karşılıyor. Oluşan sarkıtlardan sular damlıyor. Suyun varlığı nem ve serinlik demek. Sular tıpkı bir pipet ucundan olduğu gibi sarkıtların ucundan damlıyor. İnce sarkıtların içinde su var. Mağara 3 bölüm ve 2 kattan oluşuyor. Katların yüksekliği oldukça derin.

İçerdeki oluşumların yapısını kalsiyum karbonat oluşturuyormuş. Yani kireçtaşı. Haliyle de çok kırılgan bir yapıya sahip. Özellikle ince kısımların dokunur dokunmaz kırılma riski var. Mağaranın 14 milyon yıllık bir mağara olduğu bilgisi verildi. Aynı zamanda her 10 yılda bir sarkıtlar 1 cm gelişebiliyormuş.

Sarkıtların oluşturduğu bazı şekilleri yasak olmadığı zamanlarda çekilmiş resimlerden görebilirsiniz. Evlerde kornişlere bağlı perde şeklinden, kucağında çocuk olan bir kadın şekline, sağanda omletten deve görüntüsüne, fil başına kadar birçok şekli bizzat görme şansınız var. Peri bacaları da burada, tavana asılı avize şekli de…

Bu arada nasıl ulaşırım derseniz, mağaranın kapısına kadar kendi aracınızla gidebilirsiniz. Yetişkinlerin 5 TL, çocukların ise 2.5 TL vermeleri gerekiyor. 5 yaş ve altındaki çocuklar ücretsiz.

Nasılsa ücretini ödüyoruz diye lütfen hor davranmayınız. Bozulan hiçbir kısmın restore edilme şansı yok, çünkü canlı bir mağara, oluşmaya devam ediyor.

İLGİLİ İÇERİKLERYAZARIN DİĞER İÇERİKLERİ

bottom of page